• CANKURTARAN: ATATÜRK’ÜN PARTİSİ NASIL BU HALE GELDİ

    CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran’ın aday belirleme sürecine ilişkin yazılı açıklamada bulundu.

  • “Tüm partilerde olduğu gibi CHP’de de bir aday belirleme süreci yaşandı. Bu süreçte özellikle kadın adayların atanması beklenen ilçelerde diğer kadın aday adayı arkadaşlarımın ve benim adımın geçmesi de elbette normal ve beklenen bir durumdur. Bu süreç sonunda 39 ilçeden sadece 1 ilçede kadın adayın olduğunu görüyoruz. Ne vahimdir ki CHP’de olan ilçelerde bir tek kadın aday ataması dahi yapılmamıştır.

    Bu noktada Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir televizyon kanalında ‘Kadınlar erkek adayların ismini öneriyor, kadın istemiyor ‘ şeklindeki açıklamasını çok vahim buluyorum. İstanbul’da kadın olarak danışacağı tek kişi  İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu olmuştur. O halde  38 ilçede erkek aday olmasının utancının kime ait olduğunu kamuoyunun takdirine sunuyorum. Buradan çıkan açık ve net sonuç Sayın Kaftancıoğlu’nun kadınların ve emeğin arkasında durmamasıdır.

    KAFTANCIOĞLU KADIN ADAYLARA KATKI SUNMADI

    Adaylık sürecinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile birçok kez gerek yüz yüze gerek telefonda görüşmelerimiz oldu. Ve bu görüşmelerinin hepsinin çok olumlu geçmesinin yanında, kendisi şahsıma İstanbul’da bir ilçede adaylaşmam konusunda da defalarca söz vermiştir. Bir kaç ilçe özelinde özellikle mali raporlar istemiştir ve her seferinde bu raporlar tarafına eksiksiz ulaştırılmıştır. Daha önce de gerek Parti Meclisi seçimlerinde gerek genel seçimlerde benzer haksızlıklara uğradım ama tüm bunlara rağmen canla başla çalıştığıma İstanbul örgütü başta olmak üzere Türkiye genelindeki örgütlerimiz ve Sayın Genel Başkan şahittir. Ama geldiğimiz noktada kadın adayların olmadığını görmem ilk kez bir açıklama yapma ihtiyacını doğurmuştur. Sayın Genel Başkanla görüşmelerimde edindiğim izlenimler sonucu şunu çok açıkça ifade edebilirim ki; İstanbul’un kadın İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu kadın aday atama ve doğru yerlerde doğru adayları gösterme konusunda doğru katkılar sunmadığı gibi bazı kadın aday atanacak ilçelere de ısrarla erkek aday ismi sunmuş ve Myk/Pm seviyesinde kulisler de buna göre yapılmıştır. Ne acıdır ki yeterli itiraz ve kadınların sesi olma konusunda kadın Myk ve Pm üyelerimiz de başarılı olamamıştır.

    “PARTİ YÖNETİMİ DE SORUMLULUK SAHİBİ”

    “Ne yapalım bize isimler geldi biz de onayladık, itiraz önergesi, teklifi hazırlayacak fırsat verilmedi” gibi açıklamaların cılız ve tatmin edici olmadığını ısrarla ifade eder, bu seçimlerde İstanbul’dan kadın Belediye Başkanı adayı sayısındaki yoksunluğun sorumluluğunun başta kadın PM, vekil ve MYK üyesi olan tüm arkadaşlarda olduğunu söyleyebilirim.

    PARTİ YÖNETİMİ SORUMLULUK SAHİBİ

    Kadın aday adayları maalesef partideki ekipleşmenin ve farklı lobilerin baskılarına kurban gitmiştir. Onun bunun adamı, şu lobinin temsilcisi şeklindeki atamalar net olarak görülmektedir. Süreç bu şekilde devam ederken hiçbir Kadın Kolları başkan ve yönetimlerinin,  Kadın vekil ve Parti Meclisi üyesi arkadaşlarımızın güçlü itiraz seslerini duyamamanın da şaşkınlığı ve üzüntüsü içerisindeyim. Bugün CHP’nin kadın aday göstermemesine sadece birkaç kadın sivil toplum örgütünün itiraz ve eleştirisi olurken Parti bünyesinde hiç kimsenin güçlü bir şekilde dile getirmemesi sadece üzüntü değil aynı zamanda utanç duyulacak bir durumdur.

    Partimizin ve Cumhuriyetimizin kurucu iradesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınını her zaman el üstünde tutmuştur. Seçme ve seçilme hakkını birçok ülkeden önce Türk kadınlara tanımıştır. Şimdi tüm samimiyetimle soruyorum: Bu hakkın verilişinin yıldönümünde hangi yüzle Atatürk’ü anacağız? Seçme ve seçilme hakkı seneler öncesinden tanınan kadınlar olarak, seçilme hakkı elinden alınan kadınlar haline geldik, getirildik.”

    ATATÜRK’ÜN PARTİSİ NASIL BU HALE GELDİ

    Cankurtaran açıklamasını şöyle bitirdi: “Ben, PM Üyesi ve MYK Üyesi olarak görev aldığım zamanlarda “kadın” olarak Doğu’da ve Batı’da gitmediğim il kalmadığında, İstanbul’da adını, sanını duymadığımız; duymaya başladığımızda da sadece şaibeleriyle tanımak zorunda kaldığımız adaylara oy vermek içimi çok acıtacak. Bundan sonra CHP yönetimlerinde ne zaman emek, dürüstlük, çalışmak, kadın kelimelerini duysam manidar bir şekilde gülümseyeceğim sanırım. Umudum odur ki; özellikle kadın parti yöneticileri, benim gibi bu konuda eleştirilerini sunanlara sadece gülümsemeyle yetinmeden, bu durum karşısında nasıl tavır alınması gerekiyor ise öyle tavır almalı ve onurlu bir şekilde gereğini yapmalıdırlar. Ben her şeye rağmen ve herkese rağmen Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir Üyesi olarak aydınlık ve laik yarınlara olan inancımla çalışmaya devam edeceğim.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir