• İmamoğlu’ndan çok sert açıklama: Haddinizi bilin

    31 Mart Mahalli İdareler Seçimi'nin kesin olmayan sonuçlarına göre rakibi Binali Yıldırım'ı 24 bin 57 oyla geride bırakan İmamoğlu, seçim itiraz sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. İmamoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli'ye seslenerek bu sürece katkıda bulunmaları çağrısı yaptı.

  • İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sarıyer Huzur Mahallesi’ndeki CHP İstanbul 2. Bölge Seçim Koordinasyon Merkezi’nde, 31 Mart yerel seçim gündemine ilişkin açıklamalarda ve tarihi çağrılarda bulundu. İşte o konuşmanın satır başları:

    ”Gönül isterdi ki sizi İBB binasında ağırlayalım”

    – Sizleri yine kampanya merkezinde ağırlıyoruz, gönül isterdi ki sizi İBB binasında ağırlayalım. Seçim süreci, farklı bir evrilmeye devam ediyor. Türkiye’nin bir yerel seçim yaşadığını defalarca dile getirdim. Biz, bunu dile getirirken, başka kavramlar sürecin içine dahil edilmeye çalışıldı. İstanbul’u yönetmeye talibiz dedik. Biz, adalet istiyoruz. Biz, toplumun 16 milyon insanın vicdanının, bu seçimin karşılığında seçilmiş olan, oyları ile beraber YSK’nın açıkladığı oylarla birlikte mazbatamızı talep ediyoruz. YSK’yı göreve davet ediyoruz. Sürecin en titiz şekilde, en hassas şekilde yönetilmesini istirham ediyorum

    ”Süreç, dipsiz kuyu haline getirilmek istenmiştir”

    – Özellikle, fazla değil, 24 Haziran sonrası olsun, Ocak-Şubat aylarında olsun, yetkili kişilerin sözleri var. ”Türkiye en güvenilir seçim mevzuatına sahip” diyenler. ”Türkiye, seçimler için en güvenilir yerdir” diye açıklama yapan hükümet sözcüsü bakanların sözlerini tek tek sıralayabilirim. Sonrasında ne oldu ki, bir anda bu seçim, ”Türkiye Cumhuriyeti seçimlerinin en karanlık seçimi” diyebilecek bir hale gelinmiştir. Süreç, dipsiz kuyu haline getirilmek istenmiştir. İBB seçiminde, parti yöneticileri başarısız olmuş olabilirler, parti örgütü başarısız olmuş olabilir. Bu hesaplaşmayı bizim üzerimizden yapmaya çalışıyor olabilirler. Hatta İstanbul halkını bu tehlikeli sürece dahil etmeye çalışıyor olabilirler. Ama bilsinler ki burada CHP var, biz varız, ben varım, sürece hakim bir şekilde bu sistemi takip ediyoruz. Kendi iç hesaplaşmalarına bu ülkenin seçimini, İstanbul’u kurban etmesinler. Dünya bizi takip ediyor.

    ”Oyuncakları elinden alınmış gibi davranmasınlar”

    – 3-5 kişi sanki oyuncağı elinden alınmış gibi davranarak, kendi iç hesaplaşmaları üzerinden Türkiye’nin itibarını zedelemesin. Bu şekilde Türkiye zarar görür. Türkiye’nin 140 yılı aşan demokrasi mücadelesi zarar görür. Yazılanları, söylenenleri kendi aralarındaki WhatsApp mesajlarını kamuoyu biliyor. Yazıktır günahtır. 16 milyon insanın vicdanına yapılan saygısızlıktır. Ben, burada İstanbullu’nun oylarını savunuyorum. Ben, en başta AK Partili kardeşlerime sesleniyorum. Ben, onların vicdanlarında bunların tartışıldığını biliyorum. Zira biz. ”Bu seçimin kaybedeni yok” dedik. Bugün aynı yaklaşımımız devam ediyor.

    ”İSPARK’ta neler döndüğünü biliyoruz”

    – Zaman kazanılıyor olabilir. İstanbullu’nun kaybedecek bir dakikası yok. Yani İBB içinde bu süreçte neler olabileceğine dair bir takım elbette duyum ve tespitlerimiz var. Somut tespitlerimiz var. Bazı kuruluşlara başvurup iptal edemedikleri dijital verilerin silinmesi için neler yaptıklarını biliyoruz. Bunları günü geldiğinde, yetkiyi alıp oraya gittiğimizde neler olduğunu paylaşacağız. İSPARK’ta neler döndüğünü biliyoruz. Personelin nasıl baskı altına alındığını biliyoruz. Bizler seçilmişleriz, bizler geçiciyiz. Orada çalışanlar ise daimi unsurlar. Kendilerine yaptırılmak istenen usulsüz iş ve işlemlere, ”Dur” desinler. 16 milyonun vicdanı onların elinde. Hiç mi hata olmaz, elbette olur. Siyasi şovlara gerek yok. Gösterdiler diye gösteriyorum. Bizde de onlarcası var, başvurularımız var. Bakırköy’de CHP’nin 177, YSK’da 1 olarak işaretlenmiş ve hala düzeltilmemiş bir sandık evrağı. Onlarcası var bunların. 1239 nolu sandık oyumuz 177, YSK’da 1. Bunlar olacak. Sürece tesir etmediği ortadadır. Geçersiz oyların sayılmasına gelince. O sandıklarda görevliler var. Şerh koyulanlar var. bunlar somut işlemlerdir. Genel üzerinden yapılanlar soyuttur. Usuller, uygulamalar vardır. İstanbul’a, bugüne özel kararlar alınırsa bu toplumun vicdanında asla kabul görmez. Sürecin takipçisi YSK’dır. Lütfen YSK, usullere, geçmişteki uygulamalarına sadık kalsın.

    ”Süreci, 16 milyon insan adına takip ediyorum”

    – Tekrar söylüyorum. Süreci, 16 milyon insan adına takip ediyorum. Bir ilçenin seçimi yapılmış. Büyükçekmece. 68 oy rakibimiz adına geçersiz çıkmış, 26 bizim adımıza. Bu farklı ilçelerde, farklı sonuçlar da çıkabilir. Geçmişte yapılan uygulamaların aksine hareket ederek güvensizlik yaratılıyor. Bu tarz güvensiz ortamlarda, insanların aklında şaibe uyanıyor. Bizim arkadaşlarımız il, ilçe günlerdir nöbet tutuyor. Toplumun vicdanını sızlatmayın. Süreç hassastır. Süreç, devlet adamlığı hassasiyeti ister. Bu ülkenin yetkilileri, kişileri, parti merkezlerinde toplantı yapacaklarına, bu sürecin en hızlı şekilde sonuçlanmasını sağlamalıdır.

    ”Ahlaksızca ‘hırsızlık’ gibi laflar söyleyerek
    insanları yargılamasınlar. Hadlerini bilsinler”

    – Dünyanın sonu değil. 16 milyon insan mutlu. Ben, dün Ankara’daydım, sözümü tutup Anıtkabir’e gittim. Gördüğüm mutluluk, toplumun kabullenişinin göstergesidir. Lütfen yetkili kişiler de bunu anlasın ve gereğini yapsınlar. Tüm iradenin hükümette olduğu, sandık kurullarının oluşması hükümet yetkisinde, seçimlerin hemen öncesinde ”1 milyon kişiyi görevli yaptık” diyen kendileri. Bütün bunlar ortadayken, ‘En şaibeli seçim” diyerek ya da ahlaksızca ”hırsızlık” gibi laflar söyleyerek insanları yargılamasınlar. Hadlerini bilsinler. Bu sürecin en sağlıklı şekilde, bugün-yarın neticelenmesi elzemdir. Ben gerektiğinde sıklıkla sizinle buluştum. Arkadaşlarım zaten takipte. Yoğunlukla bir şekilde devam edecekler. Ben, bir yandan İstanbul’la ilgileniyorum. İstanbul’un sorunları ile ilgileniyorum.

    ”Bu çağrıyı her gün yapacağım”

    – Dün yapmıştım. Bugün de yapıyorum. Sayın Devlet Bahçeli’ye seslenmek istiyorum. “Seçim bir oyla da kazanılır” demişti. Bu sürece dair katkılarını talep ediyorum. Bu sürece katkı sunmalılar. Bu süreci kişisel kaygıları, hataları, kendi aralarındaki kavgaları olan insanların önünde Bahçeli’nin set kurmasını talep ediyorum. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olarak talep ediyorum. Sayın Erdoğan’dan da bunu talep ediyorum. Toplumun bu ızdırabı çekmemesi, vicdanlara sığmayan bu durumun Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan tarafından da bu sürecin noktalaması için adım atmasını talep ediyorum. Birbirimiz kutlamayı, birlikte çalışmayı, normalleşmeyi, bir arada milli meselelerde nasıl yan yana durabileceğimizi gösterecek bir atmosferi sağlama görevimiz var. Bu anlamda kendilerine süreci takip etme çağrısı yapıyorum. Bu çağrıyı her gün yapacağım.

    Ekrem İmamoğlu: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı

    – Türkiye, bugüne kadar birçok seçim yaşamıştır. Ama bir manzarayı, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a seslendikten sonra göstermek istiyorum. Yıl 1994. Refah Partisi Genel Başkanı geliyor, SHP’li İBB Belediye Başkanı Nurettin Sözen ve o seçimi kazanan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve ikisinin elini ayağa kaldıran, rahmetli Sayın Necmettin Erbakan. Nedir yani ya. Nedir yani. Hangi dönemde yaşıyoruz. 21’inci yüz yıldayız. 2019’dayız. Sene 1994. 25 yıl önce, 25 yıl sonra, kazananın elini ayağa kaldırmak bu kadar zor mu Allah aşkına? Gelin elimizi ayağa kaldırın. Biz de bu cennet vatanın saygın bir vatandaşı olarak, 82 milyon saygın vatandaşın yaşadığı bu cennet vatanın ve 16 milyon insanın yaşadığı bu cennet İstanbul’un belediye başkanlığını en güzel şekilde yapmaya başlayalım. Normalleşelim. Çağrım budur, adalet istiyorum. Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı.

     

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir